Erzin / Hatay
Müslümanların iki dini bayramı vardır. Ramazan bayramı, Müslümanların bir ay boyunca Allah'a kul olma adına ve sırf onun rızası için bir ay boyunca yemeden, içmeden durmak suretiyle, yeme-içme ve nefsani arzuları bulunmayan, görevleri sırf Allah'ın emirlerini yerine getirmek olan meleklerin derecesine yükselmesinin sonunda, bunu bir kutlama, sevinç olarak Rabbimiz'in müslümanları mükafatlandırılmasıdır. Kurban bayramına gelince,İbrahim aleyhisselam gerçekten Allaha bağlılıkta sarsılmaz bir imana sahipti. O, Nemrut tarafından ateşe atıldığında canı, evladı İsmaili kurban etmesi istendiğinde evladı, bütün sürüsünü Allah yolunda vakfetmede malı ve daha küçücük bir çocuk olan oğlu İsmail'le Hacer annemizi Mekkede ıssız bir çölde tek başına bırakmasıyla, hanımı ile imtihan edildi. İbrahim, bu sarsılmaz imanı sayesinde dört zorlu imtihanıda kazandı. Öyle ki, sırf "Ben Allah'ın kuluyum ve peygamberiyim." dediği için Nemrut tarafından ateşe atılırken, nasılsa ben Allahın peygamberiyim, o beni kurtarır diye düşünmediği için Allah'ın emriyle ateş onu yakmadı. Malını vakfederken, bunlar zaten bana Allah tarafından verilmiş emanetlerdir dedi ve böylece vakıf müessessi de ibrahim Aleyhisselamla başlamış oldu. Kurban sürecide şöyle başladı. İbrahim aleyhisselamın Sare annemizden çocuğu olmuyordu. Sare annemiz buna çok üzülüyordu. Sonra Rabbimiz, İbrahim Aleyhisselama, Hacer annemizden İsmail'i bahşedince, Sare annemiz, İsmai'li gördükçe, İbrahim Aleyhisselama bir evlat veremeyişinin üzüntüsünü daha çok hissetmeye başladı. Sonuçta Sare annemizde bir insandı ve bu üzüntü zamanla kıskançlığa dönüşmüştü. Sonunda İbrahim Aleyhisselamdan, Hacer annemizle ismai'li bulundukları yerden uzaklaştırmasını istedi. İbrahim Aleyhisselam, önceleri sare annemizin bu isteğini yerine getirmekte tereddüt ettiysede, sonra Allah'tan gelen vahiy neticesinde, onun bu isteğini yerine getirmek üzere hanımı Hacer'i ve daha küçücük bir bebek olan oğlu ismailide yanına alıp, yola düştü. Nihayet onları, Allahın emri gereği, o günlerde kimsenin yaşamadığı,su dahil hiç bir şeyin bulunmadığı bu günkü Kabenin yanında ve Zemzem suyunun yakınlarında bulunan bir ağacın altına bırakıp giderken, Hacer annemiz arkasından"Ey İbrahim, bizi burada, hiçbir insanın hiçbir şeyin bulunmadığı bir yerde bırakıp nereye gidiyorsun?" diye seslendi. Hacer annemiz, bu sözünü birkaç kere tekrarladı. Hz. İbrahim emir gereği ona dönüp bakmadı, sonra Hacer annemiz üçüncü kez seslendi. "Böyle yapmanı sana Allah mı emretti?" dedi. Hz. İbrahim bunun üzerine "Evet!" diye buyurdu. Bunun üzerine Hacer annemiz: "Öyleyse Rabbimiz bizi korur, bizi burada perişan etmez!" dedi. Onun bu sözlerinden sonra Hz. İbrahim yoluna devam etti. Kendisini göremeyecekleri bir tepeye gelince, ellerini kaldırdı ve Rabbimizin "Ey Rabbimiz! Ailemden bir kısmını,namazlarını Beyt`inin huzurunda dosdoğru kılsınlar diye, senin hürmetli Beyt`inin yanında, ekinsiz bir vadide yerleştirdim Ey Rabbimiz! Sen de insanlarda mümin olanların gönüllerini onlara meylettir ve onları meyvelerle rızıklandır ki, onlar da nimetlerinin kadrini bilip şükretsinler." diye buyurduğu, İbrahim suresi otuz yedinci ayetinde geçen duayı yaptı ve yoluna devam etti. Hacer annemiz, o günlerde iki yaşlarında olan İsmail (as) ile tek başına, ıssız çölün ortasında kalakalmıştı. Birkaç gün içerisinde yanında bulunan su tükenmiş, açlıktan ve susuzluktan sütü de kurumuştu. Hem kendisi hem de küçük oğlu aç ve susuzdu.Bir şeyler bulabilmek için önce yakınlarında bulunan safa tepesine koştu, oradan etrafa baktı ama hiç bir şey yoktu.Sonra korku ve telaşla geri oğlunun yanına geldi. Onun halini görünce bu seferde ters istikamette bulunan Merve tepesine koştu. Orada da hiç bir şey bulamamıştı. Ama vazgeçmedi. Tepeler arasında bir şeyler bulma, yada birilerini görme umudu ile sürekli koşuyordu. Bu iki tepe arasında yedi defa gidip geldi. Bazen koşuyor bazense yorulduğu için yavaşlıyordu. İşte hac esnasında iki tepe arasında hacıların koşarak yaptığı say ibadeti buradan gelir. Yani hacılar, bu hareketleriyle Hacer annemizi taklit ederler. Nihayet Hacer annemiz, BAYRAMLARIMIZ yedinci koşu sonunda Merve tepesine yaklaşınca bir ses işitti. Büyük bir heyecanla sese kulak verdi. Dikkatle dinleyince sesi yine işitti. Bunun üzerine: " Ey ses sahibi! sesini işittirdin, bir yardımın varsa bize göster dedi." Derken bu günkü zemzem kuyusunun olduğu yerde bir melek göründü. Bu Cebrail'di. Cebrail Hacer annemize: "Sen kimsin?" dedi. Hacer annemiz, "Ben Hacer'im, İbrahim'in oğlunun annesi." diye cevap verdi. Bu sefer Cebrail tekrar sordu. "İbrahim sizi kime emanet edip gitti?" Hacer annemiz "Allah Teala'ya diye cevap verdi" Cebrail, "Her ihtiyacınızı görecek Zat'a emanet etmiş." dedi. Bu arada Cebrail ayağı ile yeri eşeliyordu. Nihayet zemzem suyu çıkmaya başladı. Hacer annemiz, suyun dağılıp boşa akmaması için elleriyle suyun etrafını havuzladı. Bu, Hacer annemiz ve İsmail Aleyhisselam için hem su, hem de beslenmeleri için gıda olmuştu. Hacer annemiz lüzum ettikçe sudan kabını doldurdukça, su kaynamaya ve havuzu doldurmaya devam ediyordu. Hz. İbrahim, oğlu ve hanımını çöle bıraktıktan sonra onlarla alakasını tamamen kesmedi. Zaman zaman ziyaretlerine gelip, onların yanında kalıyordu. Bu arada su sayesinde insanlar Mekke'ye yerleşmeye başlamış, Mekke yerleşim yeri halini almıştı.İsmail Aleyhisselam ise büyümüş, annesine bakacak yaşa gelmişti. Artık İbrahim Aleyhisselam'ın, sınanmaların en büyüğü, evladıyla sınanma zamanı gelmişti. İbrahim Aleyhisselam rüyasında, üç defa oğlu İsmail'i Allah için kurban etmesinin istendiğini gördü. Art arda gördüğü bu rüyanın, Allahın bir emri olduğunu anlamıştı. Belli bir yaşa gelince de bunu İsmail'e söyledi ve niyetini ona bildirdi.İşte böylece kurban olayı meydana gelmiş oldu. Bu olay, Kuranda Saffat suresi yüz iki ve yüz yedinci ayetleri arasında şöyle anlatılmaktadır. "Oğlu İsmail kendisiyle beraber iş yapacak yaşa gelince İbrahim ona dedi ki: Oğlum, ben rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm. Sen buna ne dersin?' İsmail ise, Babacığım, dedi. Sen emir olunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın. İkisi de Allah’ın emrine uydular. İbrahim, kurban etmek üzere oğlunu yere yatırdı. O sırada biz nida ettik: Ey İbrahim! Sen rüyanda emir olunana uydun. İyilik yapan ve iyi kullukta bulunanları işte biz böyle mükafatlandırırız. Muhakkak ki bu, apaçık bir imtihandı. Ona oğlu yerine büyük bir kurbanlık koç gönderdik." Ayetten de anlaşılacağı gibi, İsmail'in teslimiyeti onu kurban olmaktan,İbrahımin sadakati ise oğlunu kurban etmekten kurtarmış, İsmail'in yerine bir koç kurban edilmiştir. Zaman hızla geçmiş, İsmail otuz yaşlarına gelmişti. Artık Hz. İbrahim'in, ailesini ıssız bir çöle getirip yerleştirmesindeki hikmeti, Hac suresi yirmi altı ve yirmi yedinci ayetlerinde gizli olan "Hani biz İbrahim’e Beyt’in yerini göstermiş ve Bana hiçbir şeyi ortak koşma diye vahyetmiştik. Beytimi de tavaf edenler, namaz kılanlar, rüku ve secde edenler için temiz tut. İnsanlara haccı ilan et ki, yaya olarak, yahut uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üzerinde sana gelsinler." emrindeki asıl amacını yerine getirme zamanı gelmişti. Hz. İbrahim, Allah’ın emri ile ailesini, Hz. Âdem tarafından yapılan ve yer yüzündeki ilk ibadet yeri olan mabedin temelinin bulunduğu yere getirip bırakmıştı.İbrahim Aleyhisselam ve oğlu İsmail ayetin işaret ettiği yeri kazıp,Adem Aleyhisselam'ın inşa ettiği Beyt'in temeline ulaştılar ve Kabe'yi yeniden bu temeller üzerine inşa ettiler.Sonrada ellerini açıp bakara suresi yüz yirmi yedi,yüz yirmi sekiz ve yüz yirmi dokuzuncu ayetlerinde geçen "Hani İbrahim ve İsmail Kabe’nin temelini yükseltirken, ey Rabbimiz, diye dua ediyorlardı. Bu hizmetimizi kabul buyur. Her şeyi hakkıyla işiten de her şeyi hakkıyla bilen de ancak sensin.Rabbimiz! Bizi her şeyiyle sana teslim olmuş kullar eyle. Neslimizden de Sana itaatkar bir ümmet yarat. Hac ve kurbana ait ibadetlerimizin yolunu bize göster; tövbemizi kabul et. Muhakkak ki, tövbeleri çok kabul eden ve merhamet eden ancak sensin.Rabbimiz! Neslimizden, onlara senin ayetlerini okuyacak, kitabı ve hikmeti öğretecek ve kendilerini temizleyecek bir peygamber gönder. Kudreti her şeye galip olan ve kudreti her şeyi kuşatan ancak sensin.” mealindeki dualarını yaptılar. Son bir bilgi, Sevgili peygamberimiz İbrahim Aleyhisselam'ın soyundandır ve risalet'inin, İbrahim Aleyhisselam'ın bu duasına rabbimizin icabet etmesinin sonucu olduğu, kuranın bakara suresi yüz elli birinci ayetinde buyurulan "Nitekim kendi içinizden bir peygamber gönderdik ki, size ayetlerimizi okur, sizi inkar ve günah kirlerinden temizler; size Kitabı, hikmeti ve bilmediklerinizi öğretir." sözlerinden anlaşılmaktadır. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz.Kurban hadisesinin öncesinde ve sonrasında, gerek İbrahim Aleyhisselam'ın gerekse hanımı Hacer annemiz ve oğlu İsmail'in yaşadığı süreç,Hacer annemizin oğluyla ıssız bir çöle bırakıldığında "Öyleyse Rabbimiz bizi korur ve bizi burada perişan etmez." diyerek Allah'a olan müthiş güvenini, İbrahim'in oğlunu kurban etme pahasına, Allaha vermiş olduğu sözü yerine getirmek istemesindeki sadakatini, İsmail'in ise babasının Allaha vermiş olduğu sözü yerine getirmesi adına bıçağın altına yatmasındaki teslimiyetini göstermektedir. Bu davranışın her üçü de sırf Allaha verilen ahdin ve gerçek kulluğun yerine getirilmesindeki samimiyetin birer göstergesidir.Rabbim bizlere de kendisine karşı böyle sadakat ve teslimiyet sahibi olmayı nasip etsin.
♦ NELERİMİZİ KAYBETTİK ~ Hamdi Geçer 2020-04-10 12:13:36
♦ İNSANLIK İÇİN BÜYÜK BİR BELA ~ HAMDİ GEÇER 2020-03-30 14:31:43
♦ EN BÜYÜK NASİHAT ÖLÜM ~ HAMDİ GEÇER 2019-09-17 09:33:01
♦ Dersim ~ Remzi İREN 2018-11-27 12:45:01
♦ İsveçli papazın Müslümanlarla ilgili makalesi ~ Mehmet ALPASLAN 2018-05-24 14:48:59
♦ ÇANAKKALE ~ Remzi İREN 2018-03-20 09:31:36
♦ KADIN ~ Muaz KALAYCI 2018-03-08 09:44:34
♦ 10 KASIM ~ İbrahim COŞKUN 2017-11-10 09:23:24
♦ Niyet Gizli Değil ki! ~ Fatih ALTAYLI 2017-09-14 09:53:16
♦ HOŞ GELDİN RAMAZAN ~ HAMDİ GEÇER 2017-05-26 17:00:07
♦ İNGİLİZ VE ERMENİ ZULMÜ ~ Remzi İREN 2016-11-29 10:16:11
♦ DUA ~ 2016-08-04 10:01:51
♦ ONBİR AYIN SULTANI RAMAZAN ~ HAMDİ GEÇER 2016-06-02 12:54:00
♦ DİRİLİŞ ~ Mehmet ALPASLAN 2016-05-20 10:32:17
♦ kut-ül amare zaferi ~ Remzi İREN 2016-04-29 10:03:20
♦ BÜYÜK TÜRK MİLLETİ ~ Remzi İREN 2015-08-21 09:02:46
♦ Çiçek Halinde veya Olgunlaşmamış Meyve-Sebzenin Satışına Dair ~ Ökkeş Yücel 2015-08-17 21:39:13
♦ Bir başka açıdan aşk,Nedir?Ne değildir?-4- ~ HAMDİ GEÇER 2015-06-15 09:10:36
♦ Bir Başka Açıdan Aşk,Nedir?Ne Değildir?-3- ~ HAMDİ GEÇER 2015-06-02 14:26:47
♦ Bir Başka Açıdan Aşk,Nedir?Ne Değildir? -2- ~ HAMDİ GEÇER 2015-05-23 17:14:48
♦ BİR BAŞKA AÇIDAN AŞK,NEDİR?NE DEĞİLDİR? -1- ~ HAMDİ GEÇER 2015-05-08 12:20:15
♦ Ermeni Mezalimi ~ O.Nuri TORAMAN 2015-04-27 12:51:59
♦ Sözde Soykırım ~ Remzi İREN 2015-04-16 16:43:38
♦ İLK ÖĞRETMENLERİMİZ ANNELERİMİZE SEVGİ VE SAYGILARIMLA ~ HAMDİ GEÇER 2014-11-25 14:10:50
♦ icme hakında ~ resul aydın 2014-08-18 09:52:00
♦ ÇEVREMİZ ~ Mustafa İREN Çevre Mühendisi 2014-06-05 09:29:11
♦ ÜÇ AYLARI ~ HAMDİ GEÇER 2014-04-30 10:41:59
♦ 18 Mart Büyük Zafer ~ Mehmet ALPASLAN 2014-03-19 09:16:22
♦ Mehmet Akif-in Uyarıları ~ Remzi İREN 2014-01-10 09:41:44
♦ CUMHURİYET ~ Remzi İREN 2013-10-29 10:32:21
♦ öLÜM YOK OLUŞMUDUR? ~ HAMDİ GEÇER 2013-10-24 15:13:29
♦ Başlamışlı dostlarım. ~ Tayfur Işıkoğlu 2013-09-20 09:25:04
♦ Bayram Ziyaretim ~ Tayfur Işıkoğlu 2013-08-15 09:37:16
♦ Kadir Gecesinin Önemi ~ Yusuf ÇOT 2013-08-02 10:37:48
♦ MİRAÇ KANDİLİ ~ HAMDİ GEÇER 2013-06-05 12:40:04
♦ İKİ GÜN-İKİ KUTLAMA ~ HAMDİ GEÇER 2013-03-21 17:08:20
♦ ALİMLERİN KIYMETİ ~ Mehmet ALPASLAN 2013-02-27 09:38:34
♦ KİBİR ~ Ökkeş YÜCEL 2013-07-12 09:52:45
♦ aLEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERİLEN PEYGAMBER ~ HAMDİ GEÇER 2013-01-28 09:11:29
♦ MÜSLÜMAN YILBAŞINI KUTLAYABİLİRMİ? ~ Hamdi GEÇER 2012-12-31 09:45:29
♦ 10 KASIM ~ İbrahim COŞKUN 2012-11-10 09:58:25
♦ KURBAN ~ Hamdi GEÇER 2012-10-22 16:36:03
♦ 30 ağustos ~ Remzi İREN 2012-08-30 09:53:10
♦ KADİR GECESİ ~ İbrahim COŞKUN 2012-08-09 12:00:37
♦ Başlamış ~ M.Ali ÖZGÜVEN 2012-06-05 09:33:01
♦ REGAİB ~ Remzi İREN 2012-05-30 15:55:19
♦ Köylerimizede Önem Verilmeli ~ Mehmet ALPASLAN 2012-05-09 11:19:14
♦ Köyümüzün Bilgesi ~ Remzi İREN 2012-04-23 13:30:26
♦ Biz Türkler ~ Remzi İREN 2012-03-29 09:54:10
♦ BİR YABANCI GÖZÜYLE BAŞLAMIŞ VE BAŞLAMIŞLI ~ ÖKKEŞ YÜCEL 2012-02-16 09:22:30
♦ Taktirden Ötesi ~ Mehmet KILIÇ 2012-01-20 10:29:14
♦ Hayırlı Gün ~ Remzi İREN 2012-01-06 09:26:06
♦ DOSTLUĞA ÖZLEM ~ Remzi İREN 2011-12-19 11:43:04
♦ UNUTTUĞUMUZ DEĞER;HOŞGÖRÜ ~ Mehmet ALPASLAN 2011-12-14 09:31:26
♦ HİCRET-2 ~ HAMDİ GEÇER 2011-12-06 19:43:45
♦ HİCRET-1 ~ HAMDİ GEÇER 2011-11-29 20:20:12
♦ MANDALİNAMIZ ~ Remzi İREN 2011-12-06 14:44:19
♦ BAYRAMLAR NEŞE VE SEVİNÇ GÜNLERİMİZ ~ Remzi İREN 2011-11-04 10:32:07
♦ GENÇLERİMİZE DİYORUM Kİ; ~ İbrahim COŞKUN 2011-10-20 09:13:50
♦ Ebabil kuşları ~ HAMDİ GEÇER 2011-10-19 11:03:58
♦ Ilıca ve içmeye Tesis Yapabilirmiyiz ~ Remzi İREN 2011-10-17 20:00:14
♦ Başlamışlı Olmak ~ Ökkeş YÜCEL 2011-10-10 10:19:07
♦ KUTLU YOLUN MUTLU YOLCUSUNA ~ HAMDİ GEÇER 2011-10-05 10:16:38
♦ Köşe Yazısı ~ Remzi İREN 2011-10-12 09:28:40