Günümüzde her zamankinden daha fazla hoşgörüye ihtiyacımız olduğu açıktır. Menfi davranışların sebebi, yeterince müsahama gösterememektir. Evde, trafikte, sokakta, okulda, işyerinde, kısaca insanın olduğu her yerde eğer hoşgörü yoksa orada,büyüğe karşı saygısızlık,küçüklere karşı sevgisizlik, bencillik, ikilik, güvensizlik, münakaşa, kavga olumsuzluk adına her şey vardır.
Hoşgörüsüzlük,eğitimli ya da eğitimsiz bütün insanda görülebilen bir eksikliktir. Acaba bunun sebebi ne olabilir. Asırlar boyunca Yüce Milletimizin tabiatında olmuş bir davranışı, bugün yeterince gösteremiyoruz. Bunun bir çok nedeni olabilir. Bunlardan en önemlisi: insanın kendisi ile barışık olamamasıdır. İnsanımız, kendisine güvenmiyor, inanmıyor. Kendisini yeterince tanımıyor . En önemlisi kendisini sevmiyor, saygı duymuyor. Eğer insanın kendisine saygı ve sevgisi kalmamışsa, kendisi ile barışık olması da mümkün değildir.Düşünün, en son ne zaman aynaya bakıp, kendinize gülümsediniz. Güne başladığınızda kaç kişiye selam verdiniz, günaydın ya da iyi sabahlar dediniz. Yoksa her gördüğünüz, tanıdığınız kişi için bu işte öyle biridir diye olumsuz mu düşündünüz. Bir eksiğini mi aradınız ? Bu sabah trafikte içinizden kaç kişiye bir şeyler mırıldandınız . Kaç defa yardıma ihtiyacı olan insanları gördüğünüzde başınızı çevirdiniz yada yardım ettiniz . Okulda, sınıfta, sırada kaç kişiye kötü davrandınız. Arkadaşlarınızı, bencilliğinizden dolayı üzdünüz.Bir kurumda yada özel iş yerinde yetkiliyseniz, idarenizdeki kaç insanı yeterince dinlemediğiniz için kırdınız. Yoksa siz sadece kendinizi mi düşündünüz.Hoşgörü bir vurdumduymazlık değildir. Hoşgörü görmezlikten gelmek hiç değildir. Hoşgörü kendini bilmektir. Hoşgörü haddini bilmektir. Hoşgörü haddini bilerek sürdürülen hayat biçimidir. Hoşgörü bir anlayıştır, anlayışlı olmanın adıdır, sevginin yoludur. Hataları düzeltebilmedir. Yoksa neme lazımcılık değildir. Anlayışın kendisidir. Hoşgörü, içinde yaşadığımız günümüzün getirdiği sorunların, aç gözlülüğün, hırs, sevgi eksikliğinin, güvensizliğin çaresi olabilecek bir anlayış tarzıdır, insanın kendisidir.Günümüzde insanlarımız kendisi ile barışık değil. Her gün, haberlere baktığınızda olayların bir çoğunun sebebinin hoşgörüsüzlükten kaynaklanıp kaynaklanmadığını bir düşünün... İnsan kendisi ile barışık olamadığı zaman, toplumda kendisi barışık olamıyor. Sonra da herkes bir başkasına suç istinat ediyor. Çünkü en kolayı budur.
Günümüze ışık tutan Hz. Mevlana: “ Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak.” Diyor ve ekliyor.Toplumsal krizin, kavga ve dövüş ortamının tek ve en güçlü doğuş sebebi sevgi eksikliğidir. Bunun en doğru yolu ise sevgiyi aramak, yaşamak, uygulamaktır. Hoşgörülü olursanız seversiniz. Sevilirsiniz. Karar verirseniz ve bu yolda çalışırsanız her şeye ulaşırsınız !
Hoşgörü ustası Hz.Mevlana ve Yunus Emre,Hacı Bektaş - ı Veli gibi gönül dostları insanları hoşgörüye davet etmişler ve yaşadıkları dönemde Ülkemizi bir hoşgörü cennetine çevirmişlerdi.Atalarımızın uzun yıllar boyunca çeşitli dinlere ve değişik görüşlere sahip insanlarla bir arada kavgasız gürültüsüz yaşamasının sırrı budur. Ama günümüzde hoşgörü yerine daha çok hazımsızlık almış başını gidiyor.
Yaşadığımız bu günlerde hoşgörüye dönüşün, hoşgörüyü davranışa dönüştürmenin yolu, hoşgörünün yayılması, insanın sevgiyi yaşam tarzı edinmesi, kendisine saygı duymasına, kendisi ile barışık olmasına bağlıdır. Hoşgörünün bir hayat biçimine dönüştürülmesi gereklidir. Bunun için de, Hz. Mevlana ve diğer hoşgörü ustalarının peşinden daha fazla gitmek, onları daha fazla anlamaya çalışmaktır. Eskisi günlerdeki gibi hoşgörülü bir dünyada yaşamak dileğiyle saygılar sunarım.
Mehmet ALPASLAN
2011-12-14 09:31:26