1-Aşk ve sevgi nedir?
Sevgi ve aşk ilk bakışta aynı şeyleri ifade ediyor gibi anlaşılsa da, sevgi daha geniş ve genel manada diğer nesnelere de duyulan sevgiyi ifade ederken, aşk ise daha özel manası itibariyle Yaratıcıya ve onun Peygamberleri ile iki farklı cinsten insanın birbirine duydukları tutkulu sevgiyi ifade etmektedir. İlerde de inşallah vaktim kalırsa değinmeye çalışacağım. İlahi manadaki aşk ve sevgi, Rahmani iken, İnsani aşk ise nefsanîdir. Demek ki bu manada, aşkın ilahi ve insani olmak üzere iki boyutu vardır. Esas olan ise, ilahi boyutudur. Çünkü diğer bütün sevgiler ilahi aşkın bir cüzüdür. Eğer insani aşk ilahi aşkın önüne geçerse, bu küçüğün büyüğe galebe çalmasıdır ki, böyle bir sevgi ve aşk marazlı bir aşktır. Bu aşk sıralaması ise sahibini mutluluğa değil,felakete götürür.Çünkü bizleri doğru sevgi ve aşka götürecek olan yol ve yolculuk,ilahi aşk ile başlayan sevgi ve aşk yolculuğudur.İman edenler bu sıralamaya azami dikkat ederler.Dolayısı ile onların kalbinde birinci sıradaki sevgi ve aşk Allah ve Resulüne duyulan aşk ve sevgidir.Onlar bu sevginin yerine ne başka bir şeye duyulan sevgiyi koyarlar nede onun önüne geçirirler.İman anlayışı sakat, aşk anlayışları marazlı olanlar ise,Öncelikle yüce Allah’ı sevmek yerine ,bu sevgilerini,doğrudan o’nun dünyadaki birer tecellisi olan varlıklara yöneltirler,hatta daha vahimi sevdiğini iddia ettiği kişiye güya onu çok sevdiğini ifade etmek adına “Sana tapıyorum” demekten çekinmezler.İşte her iki insan tipinin,sevgi anlayışını Rabbimiz Kuranı keriminde Bakara suresinin yüzatmışbeşinci ayetinde mealen şöyle dile getirmektedir. Bismillahirrahmanirrahim“İnsanlardan kimi de Allah’tan nakşa şeyleri o’na eş tutuyorlar da onları, Allah’ı sever gibi seviyorlar. Oysa iman edenlerin Allah sevgisi daha kuvvetlidir.”Buradan şunu anlıyoruz. Demek ki bir insan ben gerçekten ben iman ettim diyorsa. O insanın aşk hiyerarşisinin başında ve tepe noktasında Allah aşkı ve sevgisi olmalıdır. Böyle olmazsa insanın aşk şirazesi kayar. Sonucunda da ortaya çok anlamsız, saçma şeyler çıkar. Nereden mi biliyorum? Ben aşk yolculuğuna Allah(cc)sevgisiyle başlamayan öyle insanlar gördüm ki, Kimi Arabasına, kimi tuttuğu futbol takımına, kimi mensubu olduğu cemaate, kimi partisine, Kimide elbisesine. Evet, evet yanlış duymadınız.Ben elbisesine âşık olanları bile gördüm. Onlar Allah’ı(cc) sevdiklerini söylüyorlardı ama ne yazık ki bu saydıklarımı Allah’tan (cc)çok zikrediyorlardı. Bunlar aşk yolunda kaybedenlerdi. Kazananlar ise, sevgisinin en büyük bölümünü, en çok sevilmesi gerekene, Allah’a(cc)ayıranlardı. Onu en çok zikredenlerdi. Bunu Mecnun’un şu kıssası ile daha güzel anlarız diye düşünüyorum. Rivayet odur ki, Mecnun güzeller güzeli Leyla’ya âşıktır. Platonik yani karşılıksız olan bu aşk yüzünden Mecnun kendisini çöllere vurmuştur. Çaresiz, ümitsiz, perme perişan dolaşmaktadır ortalıklarda. Bir gün yine böyle kendinden ve ne yaptığından habersiz dolaşırken, namaz kılmakta olan bir adamın önünden geçer. Adam namazını bitirince, Mecnunun yakasına yapışır ve “Bre adam namaz kılanın önünden geçmeye secde ettiği yere basmaya utanmadın mı?” der. Mecnun yaptığın farkında değildir aslında. Adama “ Ben mi yaptım?” diye sorar. Adam kızgın bir vaziyette “Tabi ki sen” der. Mecnun hatasını anlamıştır ve adamdan özür diler. Fakat adam pek sakinleşecek gibi değildir. Kızgınlığı devam etmektedir. Bu arada Mecnuna birkaç söz daha söyleyince, mecnun adama “Sen namaz kılıyordun değimli?”diye sorunca adam “Evet” diye cevap verir. Mecnun adama bu sefer“Namazı kimin için kılıyorsun?”diye sorunca adam “Bu nasıl soru? Tabii ki Allah için” der. Mecnun adama “Peki sen Allah’ı seviyor musun?” deyice adam “Delinin zoruna bak sevmesem on ibadet eder miydim?”der. Bunun üzerine Mecnun adama o ibretlik cevabını verir “Sen yalan söylüyorsun. Eğer iddia ettiğin gibi Allah’ı benim Leyla’yı sevdiğim kadar sevmiş olsaydın, sen beni görmeyecektin. Çünkü ben Leyla’ya âşık olduğumdan beri beni gözüm ondan başkasını görmüyor” der.
2-Aşkı ve sevginin ölçüsü var mıdır?
Aşk veya sevgi müşahhas bir şey midir? Yani elle tutulabilir mi? Ya da ölçüsü var mıdır? Mesela bilmem kaç kilo aşk ya da sevgi ne bileyim bilmem kaç Litre aşk veya sevgi olur mu? Bir adam birine seni seviyorum dese, muhatabı da ona ne kadar seviyorsun diye sorsa? Seven sevdiğine, sevgisinin ne kadar olduğunu nasıl ya da neyle ölçülendirebilecektir? Seni çok seviyorum deyimi bu manada bir ölçü olur mu? O vakit karşıdaki tekrar ne kadar çok seviyorsun dese bu sefer sevdiğini söyleyenin buna cevabı ne olur?Herhalde bu sefere de dünyalar kadar diyecektir.Ama dikkat ederseniz yine kesin bir ölçüsü ve onu ifade edecek ölçü birimi yoktur. Bu manada aşkı ölçüp tartabilen tek şey insanın seven yüreğidir. Aşkın büyüklüğü ise ,kendi içinde yaşadığın kadardır.(DEVAMI HAFTAYA)
HAMDİ GEÇER
2015-05-08 12:20:15