Erzin / Hatay
EBABİL KUŞLARI NEREDE? İnsanlıktan nasibini alamamış Siyonist İsrail’in ve sözde insanlara özgürlük ve mutluluk getirme adına, girdiği her yerde insanlara,kan, gözyaşı, zulüm ve ölümden başka bir şey getirmeyen Amerika’nın,yapmış olduğu katliamları ve vahşetleri (Kör)Dünyaya servis eden haber ajanslarını izlerken, aslında bu görüntüleri, birazda insanlığa özümsetme adına servis ettikleri, bunu da başardıkları kanaati oluştu bende. Çünkü televizyonlarından bu insanlık dışı vahşetleri izlerken, zengin kız fakir oğlan konulu Türk filmlerine bile ağlayan insanımızda fazlaca bir tepki uyandırmadığını büyük bir üzüntü ve ürpermeyle müşahede ettim. Ama şahsen; korkunç, korkunç olduğu kadarda, adına katliam mı dersiniz, soykırım mı dersiniz ne derseniz deyin,böyle bir vahşeti ancak sicili bu konularda son derece bozuk olan vahşi batılı, onların ağa babaları Amerika ile kendi Peygamberlerini kesen, asan, ateşe atan ve Kur’an da Allah’ın lanetlediği bir zihniyetin yapabileceğini ve bu zihniyetin de Rabbimiz tarafından niçin lanetlendiğini bir kez daha anlamış oldum. Bunların üzüntüsü içerisinde düşünürken, bir Afrikalının Batılı arkadaşına: “Sizler bize yamyamlar diyorsunuz. Güya bizler insanları yiyormuşuz. Aslında yok böyle bir şey ama biran var olduğunu kabul edelim. Biz bir insanı öldürsek ancak 10–15 günde yeriz. Peki, kuzum siz; sadece birinci ve ikinci dünya savaşlarında öldürdüğünüz seksenbeşmilyon insanı nasıl yediniz?”suali geliverdi aklıma. Evet, 20.Yüzyılda kendi hemcinslerini ve dindaşlarını katleden, Avrupa’da taş üstünde taş omuz üstünde baş bırakmayan batı medeniyeti, bugün fırınlarda yaktığı ve soykırım uyguladığı Yahudilerin ya da onların temsilcisi zihniyetin eliyle,aynı vahşeti Müslümanlar üzerinde sürdürmekte, genlerinde bulunan adam öldürme enelerini tatmine çalışmaktadır. Aslında bugün Gazze’de, Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da, olanlar batı açısından bundan ibarettir. Siyonizm açısından bakıldığında ise, Avrupa’nın ortasında, sözde medeni! Dünyanın gözleri önünde süren ve Dünyanın Jandarmalığına soyunan ABD’nin timsah gözyaşları akıtarak göz yumduğu bu vahşetler, büyük Ortadoğu projesi kapsamında büyük İsrail hayalleri ile yaşayan Siyonistlerin de ekmeğine yağ sürmektedir. Zira Şehit edilen her Müslüman onların hedeflerine bir adım daha yaklaşması demektir. Hal böyle olunca ne kadar Müslüman Şehit edilirse hedeflerine o kadar yaklaşmış olacaklardır. Bu, aynı zamanda onlara tahrif edilmiş(Muharref Tevrat) kitaplarının da bir emirdir. Şimdi diyorum ki: İki güne bir Siyonist ve eli kanlı Müslüman katillerini Devlet töreniyle ayaklarına kan kırmızısı halılar sererek karşılayan ve onlardan hangi kahramanlığın ödülü olduğunu bir türlü anlayamadığım Üstün Cesaret ödülü alan devlet adamlarımızın kulakları çınlasın. Hedefi Türkiye’yi köşeye sıkıştırarak, gerek Avrupa ve gerekse Birleşmiş Milletler nezdinde altına imza konulmuş olan uluslar arası metin ve anlaşmalar yoluyla Türkiye’den tazminat almaya, hatta toprak koparmaya kadar gidecek olan, hiçbir tarihi belgeye dayanmayan ve ispatlanmamış aslı astarı olmayan sözde ermeni soykırımı için Ermenilerden özür dileyen sözde aydınlarımızın kulakları çınlasın. Tabi ki bir insan, bir Müslüman olarak asla tasvip etmeyeceğimiz ve hangi Siyonist ve emperyalist planlar için olduğunu bilmediğimiz bir Ermeni Gazetecinin öldürülmesi sonucu “Hepimiz Ermeni’yiz, Hepimiz Hırant’ız diye pankart açıp bağıranların kulakları çınlasın. Sırf inandıkları Allah’ın emri olduğu ve o emri yerine getirme adına,Kurban kesen Müslümanlar için, “etrafı kan gölüne çevirdiler” diyen, insana ve inançlara asla değer vermeyen ve kendi ifadeleri ile Maymun denilen hayvan soyundan geldiklerini kabul eden,din düşmanlarının kulakları çınlasın. Geçmişte, ülkelerini ziyaret eden ve ABD’nin insan şeytanı olan Kadın dışişleri bakanına Ümmetin parasıyla, adeta bu Müslüman katliamını yaptığınıza ve yaptırdığınıza da ne iyi ettiniz. Elinize sağlık, kesenize bereket dercesine, yüz binlerce dolarlık pırlanta takılar takan sözde Müslüman Kralların kulakları çınlasın. İşte burada, tamda Sözün bittiği yerde, bu günlerde Rahmetle andığımız Akif’e kulak vermeye ne dersiniz? Azıcık kurcala toprakları,bak ne çıkar: Dipçik altında ezilmiş,parçalanmış kafalar ! Bereden kimliğinin rengi kaybolmuş yüzler ! Kim bilir hangi rezillikle oyulmuş gözler ! “Medeniyet” denilen vahşete lanetler eder, Tek parça haline gelmiş sırıtan dişler ! Süngülenmiş,kanı donmuş nice binlerce beden ! Nice başlar,nice kollar ki ayrı bedeninden; Alınıp parçalanan çocuklar,beşiğinden; Sonra bunca hayat,namusu yüzünden kurban edilen ! Bembeyaz saçları katranlara batmış dedeler ! Göğsü baltayla kesilmiş memesiz anneler ! İşte bunlar o felakete uğramışlardır ki,düşün, Kurumuş ot gibi doğrandı bıçaklarla bütün ! Müslümanlıkları zavallıların öyle büyük Bir cinayet ki: Cezalar ona nisbetle küçük ! Ey,bu toprakta birer parçalanmış ceset bırakıp, Yükselen ruhlar kafilesi ! sakın yeryüzüne bakıp; Sanmayın şehit olmak arzusuyla coşan bir kan var… Bizde leşten daha duygusuz,daha kokmuş can var ! Bakmayın,hem tükürün murdar çehremize ! Tükürün : Belki biraz can gelir utanma duygumuza ! Tükürün kaygısız yüzüne Doğu’nun,tükürün ! Canlansın,görelim,gayreti halkın,tükürün ! Tükürün milleti alçakça vuran darbelere ! Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere ! Tükürün Haçlıların o utanmaz yüzüne ! Tükürün onların asla güvenilmez sözüne ! Medeniyet denilen maskara mahluku görün: Tükürün maskeli vicdanına yirminci yüzyılın,tükürün ! Evet, belki Akif’in dediği gibi birer defa tükürseydik bu zihniyeti ve onun temsilcilerini yerle yeksan edebilecektik. Fakat maalesef yapamadık. Her şeye rağmen bu azgın zihniyet sahiplerini bizler tükürüklerimizle boğmadık ama bu gözü dönmüş katilleri akıttıkları ve deryaya dönen mazlum ve mustazaf Müslümanların kanı boğacak gibi. Bizler mi? Bizler de modern ebrehe ve ordularına, pişmiş tuğlalar atacak ebabil kuşlarını büyük bir pişkinlikle bekleyelim sıcak yuvalarımızda. Sahi ebabil kuşları bu ümmeti kurtarmaya niye gelmiyorlar? Bir de kurban edilen Müslümanlar için göklerden niye koç gelmiyor hiç düşündünüz mü? Hadi cevabını ben vereyim: Çünkü Müslümanlar tam bir teslimiyet göstermiyorlar da onunu için. Çünkü kurbanlık,“Hasbünallahveni’melvekil” diyen, örnekliğin ve önderliğin yegâne ölçüsünün, Allah’a tam bir teslimiyet olduğunu bilen, bilmekle kalmayıp, ona yakinen iman eden, örnek ve önder bir eş, örnek ve önder bir Anne olan Hacir’in oğlu İsmail, kurbanın Babası da İbrahim değil de onun için. Son bir soru: Bir Koç kaç Müslüman eder? Bunu da siz cevaplayın olmaz mı? Hamdi GEÇER