MÜSLÜMAN YILBAŞINI KUTLAYABİLİRMİ?
Bizler, yani Müslümanlar, bize indirilen Kuran’a ve ondan önce indirilen kitaplara ve o kitapları Vahiy yoluyla alarak, Ümmetlerine tebliğ eden, bütün peygamberlere inanır, iman ederiz. Bu bizim, Yüce Rabbimize imanımızın gereğidir. Ancak, bu gün bizler yani Müslümanlar, âlemlere Rahmet olarak gönderilen ve son Peygamber(Hatemülenbiya) olan, Bizim peygamberimizin Vahiy yoluyla, Rabbimizden alarak bizlere tebliğ etmiş olduğu, bir Hidayet kaynağı, bir yol gösterici olan Kuran’la amel etmekteyiz. Allah’ın hak dininin ortak adı olan “Müslümanlık ”bunu gerektirmektedir. Çünkü diğer dinlerin kaynakları olan Kitapları, kitabın Peygamberinin ölümünden sonra, mensuplarınca tahrif edilmiş,yani bozulmuştur. Bu gün o kitapların gerçek hükümlerinden eser kalmamıştır. Zaten ondan dolayıdır ki Allah Resulüne peygamberlik görevi verilmiş ve Rabbimizin “Kuranı kesinlikle biz indirdik; elbette onu biz koruyacağız”(Hicr-9) Diye vah yettiği Kuran, insanlara yol gösterici kitap olarak gönderilmiştir. Diğer kitapların Nasıl ve ne için tahrif edildiğini, yüce Rabbimiz, yine Kuran ayetiyle bildirmekte ve Maide Suresi 44.Ayette şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah'a) teslim olmuş nebiler onunla Yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabbine adamış kimseler ile alimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabini korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve ayetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir ”İşte insanlar, kendilerine onu korumakla ve onunla amel etmekle emrolunmuşken, onlar azdılar, tuğyan ettiler ve Rabbimizin hak ile indirmiş olduğu kitaplarını tahrip edip, dini kendi çıkar ve menfaattarına göre yorumladılar. Bugün, İnsanlığın Son peygamberi Hz. Muhammed(SAV),İman etmeleri gereken Kitapları ise Kuranı Kerimdir. Ve kıyamete kadarda bu böyle kalacaktır. Ancak Hz. Muhammed’e İnananlar ve Kuranla amel edenler, Esenlik yurdu olan Cennete girebileceklerdir. Hükümleri Kuranın indirilmesiyle, Rabbimiz tarafından kaldırılan kitapların mensupları ise, Hz. Muhammed’e inanmayıp, Kuran’a iman etmedikçe, ebediyen Cehennemde Kalacaklardır ki, orası Kuranın ifadesiyle, ne kötü bir varış yeridir.
Pekiyi Müslümanlar İsa(AS)doğumunu başlangıç olarak alan ve Miladi takvim olarak bilinen yılbaşlarını kutlayabilirler mi? Daha doğrusu ise Hıristiyanların bayram olarak kutladıkları Noel’i Müslüman bayram olarak kabul edebilir mi? Tabiki kesinlikle hayır. Müslümanların kutlayacağı iki tane dini bayramları vardır. Onlarda Ramazan ve Kurban bayramlarıdır. Bunların dışında Müslümanın başkaca bir bayramı yoktur. Bunun dışında kutlanan tüm dini manadaki bayramlar, Müslümanlar açısından Merdduttur. Bu dinden uzaklaşma ve tamamen onlara(Gayri Müslümler)benzemektir ki, bunu Peygamberimiz hayatın her safhasında Ümmetine kesinlikle yasaklamıştır. ““Kim, bir kavme kendisini benzetirse, onlardandır. O halde Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeyiniz ”Peygamberimizin bu hadisi sımsıcak durup dururken, bazı Müslümanlara ne oluyor ki onlara benzemeye çalışıyor? Gerçekten bugün, gelinen noktada, onlara benzemeye çalışan ve adı Ahmet, Mehmet olan nice kardeşlerimiz var. Ne acıdır ki, her yılbaşı yaklaştığında, asla bir Müslümanın yapamayacağı, bırakın yapmayı, hoş göremeyeceği çılgınlıklar alıp başını gitmekte, onlara benzeme adına, Hindi, Ağaç katliamları yapılmakta, her türlü çılgınlıklarda sınırlar aşılmakta, Müslümanın değil beden ülkesine, evine bile girmesinin yasaklandığı içki, adı Müslüman olanlarca sudan daha çok tüketilmektedir. Öte yandan, tüketim çılgınlığını kamçılayan Noel baba figürlü satış Mağazaları, Noel kutlamaları adına, bu çılgınlığı ranta dönüştürmektedir. İşte, tabiri caiz ise insanların adeta zıvanadan çıktığı bu çılgınlıklara sözüm ona Noel bayramı adı verilmektedir. Hıristiyanların bayramı olan Noel’e bir baktığımızda aslında bunun bir bayram değil, kuralsız bir hayat tahayyülünde olanların ve ancak kendisi için yaşayanların bir kutlama şekli olduğuna tanıklık ederiz. Her türlü çılgınlığın ve israfın yaşandığı, evlerden sokaklara, oradan da caddelere, seller misali günahın akıtıldığı bir ritüel, elbette ilahi kaynaklı olamaz. İlahi kaynaklı bayramlarda, Allaha İbadet ve itaat zirve yapmıştır. İnsanlar arasında sevgi ve saygı bağları güçlenmiştir. Dargınlıklar, kırgınlıklar unutulmuş, inananlar arasında kardeşlik ikliminin sıcak ve mis kokulu esintileri vardır. Dahası, bu bayramlar, Fitre ve Zekâtlar verilmek suretiyle fakir fukaranın, garip gurebanın görülüp, gözetildiği, kardeşlik ikliminde Allah’a daha yakın ve dolayısı ile cenneti hak etmiş bir hayatın inşasının temellerini atıldığı bayramlardır. Yani bizim Bayramlarımız. Allaha kulluk adına kısmi bir zaman diliminde de olsa, Allah adına her türlü dünya nimetinden soyutlanma ve Meleklik mertebesine yaklaşmanın provasının yapıldığı, Ramazan ayının Bayramı, Adanmışlığın ve adayanın, adağını, adadığı uğruna, gözünü kırpmadan, yerine getirme iman ve cesaretinin zirvesi, Kurban bayramıdır. İşte ilahi kaynaklı bayram böyledir böyle olmalıdır. Yoksa süfli ve hayvani duygu ve isteklerin hâkim olduğu, sınır tanımaz günahların işlendiği rezaletlerin adı bayram değil, olsa olsa ruhunu şeytana satmışlık olur.
İşte bu sebeplerdendir ki, Peygamberine (Haşa)Allah’ın oğlu yakıştırmasının yapıldığı, Her nasılsa dört tane kitabı(Matta,Markos,Luka ve Yuhanna İncili) olan bir dinin mensuplarının kutladığı, adına Noel yada yılbaşı denilen ve asla bizim olmayan bu bayramı, Müslüman asla kutlayamaz. Bu insanlar ehli kitapta olsalar, bunların bayramlarına itibar edilemez, bu günlerde bu niyetle şenlikler yapılamaz, hediyeleşme olamaz. Olursa ne olur? O zaman Allah korusun, bu onlara benzemek olur ki, bunun hükmünün ne olduğu da Peygamberimizin mübarek hadisleriyle sabittir.
Tüm kardeşlerime, Müslümanca yaşanmış bir Dünya hayatı neticesinde, iki cihan saadeti diliyorum. Sağlıcakla kalın, Allah’a emanet olun…
29.12.2012
HAMDİ GEÇER
Başlamış Köyü
Hamdi GEÇER
2012-12-31 09:45:29