Erzin / Hatay
Hayatta iki kör tanıdım demiş adam. Biri senden başkasını görmeyen ben, diğeri ise bir türlü beni görmeyen sen. Evet, bizler Müslüman ümmet olarak aslında birbirimizin ayrılmaz, ayrılamaz parçalarıydık ve yüce rabbimizin bizlere vah yettiği din sayesinde kardeşler oluvermiştik. Ama ne zamanki bizler gerçek kardeşliğin sınırlarını kendi ellerimizle tarumar ettik ve kardeşliği kaybettiğimiz yerde değil de başka yerlerde aramaya başladık, işte o zaman aramıza suni sınırlar çizildi ve birbirinden ayrı birbirini göremeyen birbirine hasret kardeşler olduk. Bugün bunu belki biraz anlar gibi olduk ama, bu seferde bizlerinde yanlışlarının yardımlarıyla birileri bu isteğimizin gerçekleşmemesi için aramıza çeşitli engeller koydu, İşte iki sevdalı kardeşin buluşmasını istemeyen bu hoyrat ellerin, aramıza koyduğu bazen bir kota bazen bir vize bazen de topraklarına çizilen ve adına ülke sınırı denilen çizgiler gibi suni engellerden dolayı, maalesef bu vuslatı fiziki olarak gerçekleştirmeyi bir türlü başaramadık. Ama her şeye rağmen, yüreklerimizin bir köşesinde kardeşlerimizle kucaklaşamamanın verdiği burukluk hep olduysa da, buna da manevi dünyamızda bir çözüm bulmayı başardık,aşılması imkansız gibi görülen sınırları imanın bize verdiği imkanla, kalbimizden kardeşliğe giden bir yolla aştık,hem bu öyle bir yol ki tüm fiziki sınırları delip geçti, suskun gibi görünen sınır tanımaz gönüllerimiz,Dünyanın bilmem neresindeki kardeşimizle her zaman hemhal olmamızı sağladı ve manevi alemin ılıman ikliminde hasret gidermeyi sundu bizlere. Ama artık vuslat zamanı.Müslüman kardeşlerin renk,dil ve ırk farklılıklarına bakmadan kaynaştığı,kucaklaştığı,tarifi imkansız mutlulukların yaşandığı, Müslümanları et tırnak gibi oldukları,mübarek hac zamanı.Yüce rabbimizin, Dünyada Müslümanlara bir rahmet olarak sunduğu,yılda bir defada olsa büyük kongresi,büyük buluşması ve dahası mahşerin provası.Yolun açık olsun Kutlu yolun mutlu yolcusu kardeşim.Mikad sınırında sırtına giydiğin ve kefenin öteki adı olan bembeyaz ihram, tüm dünyalıkları sırtından sıyırıp,dünyevi şeylerden arınıp,ötelerin ötesine,hesap gününe tertemiz arı duru gitmenin provası.Say’ın,tüm dünya Müslümanlarıyla birlikte aynı gayeye,yani Allah’ın rızasına ve Allah’ın bizlere Kuranda gösterdiği nurlu ve Müslümanları cennete götürecek yolda koşuşturman,Arafat vakfen , Allah’ın davası yolunda eğilip bükülmeden dimdik ayakta duruşun ve Allah’a bu hal üzere olduğunu sunduğun tekmilin.Müzdelifede topladığın ve bizzat kendi ellerinle Mina da temsili şeytana attığın taşları ise ,kendi nefsinde makam,mevki,insan,mal ve mülk gibi tezahür edebilecek küçük olsun büyük olsun seni Allah’ından uzaklaştırabilecek ve Allah’la muhabbetini engelleyebilecek her türlü şeytanların taşlanması olarak düşün ve nefsinde olabilecek böyle şeytanları taşlayıp onlardan kurtulduktan sonra,şükür kurbanını kes.Sonra Allah’ın dünyadaki evi olan beytullahı sol tarafına al ve beden ülkesinin başkenti olan kalbinle buluşturup kaynaştırdıktan sonra,onun sana sunduğu nimetleri düşünüp,onun etrafında pervane gibi dönerken,şükür ve veda tavaflarını yap. Yüce Rabbimiz Haccını kabul etsin Müslüman kardeşim.Ama şunları hiç unutma; Mikad sınırın,seni Allah’ından ve Müslüman kardeşlerinden uzaklaştırmak isteyen her şeyle arana çektiğin sarsılmaz ve aşılamaz bir sınır olsun.Her anın,günün ve ayın Allah yolundaki sayın olsun.Vakfen,Allah’a hayatını vakfedişin,Dünyalık hayatındaki çalışma sahaların olan bağ,bahçe,dükkan ve şirket gibi işyerlerin ise,seni Rabbinden uzaklaştırmaya çalışan tüm şeytanlara atmak üzere taş topladığın Müzdelifen olsun. Dünyalık binan ise her türlü şeytanları ailecek taşladığın Mina’n olsun.Allah hacını mübarek etsin.
hamdigecer@hotmail.com